İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan ancak makul bir yasal süre verilmesi durumunda iyileştirme ümidi bulunan bir şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir durumdur. İflasın ertelenmesi, sermaye şirketleri ve kooperatiflere özgü bir koruma tedbiri olduğundan gerçek kişi tacirlerin iflasının ertelenmesine karar verilmesi mümkün değildir.
Şirketlerin İflas aşamasına geldiğinde, Firmaya bir şans verilmesi bakımından İcra İflas Kanunun 179 maddesine İflas Erteleme Müessesi konulmuştur.
Sermaye Şirketleri Ve Kooperatiflere İflasın Ertelenmesi isteyebilmesi için üç şartın var olması gereklidir.
- Şirketin borca batık olması,
- Ekonomik durumun İyileştirilebileceğini öngören makul ve mantıklı bir iyileştirme projesinin olması
- Alacaklıların haklarının korunmasıdır.
Şirketin ya da kooperatifin İflas ertelemesi için Mahkemeye müracaat ettiği tarih ile mahkemenin iflas ertelemesi kararı verdiği tarihte şirketin bilançolarının borca batık olması gereklidir.
Şirketin hazırlayacağı İyileştirilme Projesi İflasın ertelenmesinin ikinci şarttı olup İyileştirme projesi, borçlu sermaye şirketi ya da kooperatif adına iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş olan kimsenin, mahkemeye “hangi tedbirlere başvurularak, hangi sürede borca batık durumunun sona ereceği “ konusunda ciddi ve inandırıcı bilgi ve belgelere dayalı bir proje sunması şeklinde tanımlayabiliriz.
Bu projede; “ işletme masraflarının kısıtlanacağı, personel indirimi yoluna gideceği, kiralık kullanılan yerlerin azaltılacağı, işletmenin bazı bölümlerinin kapatılacağı, yeni pazarlar aranacağı, yeni üretim biçimleri araştırılacağı, sermayenin arttırılacağı, konkordato teklifinde bulunacağı” somut verilere dayanılarak belirtilmeli, mahkemede “alacaklıların, iflasın açılmasına göre daha kötü duruma düşmeyecekleri” ve şirketin bu tedbirlerle borca batıktan kurtulacağı konusunda olumlu bir kanaat oluşturacak bir proje olmalıdır.
Mahkemeler şirketin mali durumunun iyileştirilmesi ümidi olmayan bir proje için İflas erteleme kararı vermemektedirler.
Diğer yandan Mahkemelerin iflas erteleme kararı verdikleri zaman alacaklıların katlanmak zorunda kalacakları zarar, erteleme kararı verilmeden derhal iflas kararı verilmesi durumunda katlanacakları zarara göre daha fazla ise, iflasın ertelenmesi kararı vermemektedirler.
İflas Erteleme Müessesinde; mahkemece verilecek “erteleme süresi” bir defada en çok bir yıldır. Bir yıl geçtikten sonra denetim kayyımlarının verdikleri rapora göre ve Uzatma talepleri ile bu süre dört yıla kadar uzatılabilir. Erteleme süresi sonunda şirketin mali durumu düzelmiş ise şirket faaliyetine devam eder,
Mahkeme, iflasın ertelenmesi kararında, kayyımın görev ve yetkilerini ayrıntılı olarak gösterir. Mahkeme kayyımını atadığında olduğu gibi; görevden alırken de, yetkilerini kısıtlama veya arttırmada tam takdir yetkisine sahiptir.
Atanacak kayyım “yönetim kayyımı” veya “denetim kayyımı” olarak atanabilir. Mahkeme genellikle denetim kayyımı atanmasını seçmektedir.
İflas ertelenme kararından sonra kayyım her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor eder, mahkeme bu rapor üzerine veya gerek gördüğünde raporu alacağı bilirkişi raporuna göre, erteleme istemini değerlendirir ve iyileştirmenin mümkün olamayacağı kanaatine varırsa erteleme kararını kaldırır.
Sonuç itibari ile İflasın Ertelenmesini; “Borca batık durumu gerçekleşen sermaye şirketlerinin Mahkemeye sunulan inandırıcı İyileştirme Projesi çerçevesinde Mahkeme tarafından atanacak bir kayyım heyeti nezaretinde ve belli bir süre içerisinde mali durumlarının düzeltilerek iflastan kurtulmaları için öngörülen hukuki bir müessese.” Olarak da tarif edebiliriz.